Arap ülkesinde olgun bir Amerikan askeri, genç bir Afgan gençle gizli bir buluşmaya dalıyor, gizlice başörtüsünün altındaki minyon çerçevesini keşfediyor, hepsi çıplak, filtresiz bir gerçeklik formatında yakalanıyor.
Bir Arap ülkesinin kalbinde, ordudan bir asker kendini minyon bir Afgan gençle gizli bir buluşmada bulur. Yasak olanın cazibesi ve kovalamacanın heyecanı direnilmeyecek kadar fazladır. Türbanlı tatlı, onu gerçek eylemin ortaya çıktığı tenha bir odaya götürür. Sahne, gerçeklik ve fantezinin bir karışımıdır, askerler genç kızın ülkesine ve yoldaşlarına olan sadakatini aşmak ister. Buluşma, şehvetin gücüne ve yasak olanın karşı konulmaz cazibesine bir kanıttır. Asker, yaşına ve tecrübesine rağmen, genç Afgan kızın masum cazibesinden büyülenmiştir. Sahna, askerin şu anda kendini kaybetmesiyle, sonuçlarına aldırış etmeden bir tutku kasırgasıdır. Karşılaşma, en beklenmedik yerlerde iki yabancı arasında ateşleyebilecek ham, filtrelenmemiş bir arzunun bir kanıtıdır.